ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI NEDİR? NASIL AÇILIR?

DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?

Günümüzde boşanma oranlarında ciddi bir artış görülmektedir. Bu artış; değişen toplum yapısı, giderek bireyselleşen insan popülasyonu, ekonomik yetersizlik, aldatmaların artışı, kitle iletişim araçlarının olumsuz kullanımı, kültürel uyumsuzluk ve türevi birçok başlıca sebeplerden mütevellittir. Bu sebepler nedeni ile eşler, evlilik birliğini sonlandırmak adına bazı yollara başvurmaktadır.

Boşanmaya ilişkin davalar şekil ve usul yönünden farklılık gösteren davalar olup, anlaşmalı boşanma ise kısaca eşlerin boşanmanın tezahür ettirdiği tüm hukuki sonuçlar üzerinde anlaşmaları sonucu açılacak olan boşanma davası türüdür.  Anlaşmalı boşanmaya ilişkin hüküm, TMK m. 166/f. 3’te tanımlanmış olup; Kanun, boşanmanın anlaşmalı olarak gerçekleşmesi için bazı koşullar öngörmüştür. Bu koşullar;

  1. Evliliğin En Az 1 Yıl Sürmüş Olması

Anlaşmalı boşanmada bakılan ilk koşul budur. Evliliğin en az 1 yıl sürmediği durumlarda diğer koşullara bakılmamalıdır.

Bir yıl dolmadan anlaşmalı boşanmak mümkün mü?

1 yıllık evlilik süresini doldurmadan anlaşmalı boşanmak isteyen çiftler anlaşmalı boşanıp boşanamayacaklarını merak etmektedir.

Burada esas alınan süre yargılama devam ederken hakim tarafından karar verilmeden önce 1 yıllık asgari evlilik birliği süresinin dolmasıdır. Genel itibariyle uygulamada; 1 yıllık evlilik süresini doldurmadan anlaşmalı boşanmak isteyen çiftler davalarını çekişmeli boşanma davası olarak açmaktadır. Taraflarının nikah törenleri üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen çekişmeli boşanma davası henüz sonuçlanmamış ise anlaşmalı boşanma protokolü imzalanarak çekişmeli boşanma davası, anlaşmalı boşanma davasına çevrilir ve boşanma akdinin tek celsede sağlanması mümkün duruma gelir.

2. Eşlerin Mahkemeye Birlikte Başvurması veya Bir Eşin Diğerinin Açtığı Boşanma Davasını Kabul Etmesi

Eşler, boşanma taleplerini aynı dilekçede belirtebilirler ve duruşmada da bu taleplerini yineleyebilirler. Türk Medeni Kanunu madde 166/f. 3’e göre, bir eşin açmış olduğu dava diğer eş tarafından kabul edilerek de anlaşmalı boşanılabilir. Diğer eş boşanmayı kabul ettiği takdirde boşanma, anlaşmalı boşanmaya dönüşmektedir.

3. Hakimin Eşleri Dinlenmesi

Hakim, eşleri bir celsede dinleyebileceği gibi birden fazla celsede de dinleyebilir.

Anlaşmalı boşanma davasında hakim, tarafların yapmış oldukları protokolün, yine taraflarca kendi özgür iradeleri ile hazırlanıp hazırlanmadığına bakacaktır. Ayrıca unutulmamalıdır ki hakim, evlilik birliğini engelleyen nedeni araştırmakla yükümlü değildir. Taraflar her koşulda hakim tarafından dinleneceklerdir. Hakim, tarafları huzurda bizzat dinleyecek ve tarafların iradelerini serbestçe açıklayıp açıklamadıklarına bakacaktır. Bu aşamada gerekli her türlü özeni gösterme yükümlülüğü olduğu gibi geniş bir takdir yetkisi de yine hakime aittir.

EŞLERİN ANLAŞMASI;

Taraflar, gerek boşanma davasından önce, gerekse boşanma davası sırasında boşanma anlaşması yapabilirler.  Boşanma isteminde bulunan eşler, bu istemleri doğrultusunda varsa çocukları ve mali konulara ilişkin düzenlemeyi hakimin onayına sunmak zorundalardır. Çocukların durumu ile kastedilen, boşanmadan sonra çocuğun velayetinin hangi tarafta kalacağı, velayet kendisine kalmayan eş ile çocuk arasında ne şekilde kişisel ilişki kurulacağı ve çocuk için ödenecek iştirak nafakasıdır. Eşlerin boşanma üzerine anlaşmalarında en çok boşanmadan sonraki yaşamları üzerine plan yapmaları amaçlanmaktadır. Böyle bir anlaşmanın varlığı eşlerin arasındaki gereksiz tartışmaları önlemekle kalmayıp hakimin işini de kolaylaştırmaktadır. Taraflar, hâkime bu hususta yazılı bir protokol sunabilecekleri gibi, sözlü olarak da beyanda bulunabilirler. Sözlü beyanın zapta geçirilmesi gerekmektedir. Kanun koyucu tarafların dinlenilmesi suretiyle eşlerin iradelerini serbestçe dile getirip getirilmediğini hakim tarafından inceleme yapmakla yükümlü kılmaktadır. Yargıtay, bir eşin iradesinin kendi hür iradesi olmadığına kanaat getirildiği takdirde boşanmanın, anlaşmalı boşanma olarak kabul edilemeyeceğini kabul etmektedir. 

Eşler tarafından yapılan anlaşma, hâkim tarafından onaylanmadıkça hukuki sonuçlarını doğurmayacaktır. Hâkim, tarafların ve çocukların yararlarını dikkate alarak taraflarca sunulan düzenlemede gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir.

Anlaşmalı boşanma kararına ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonra, mali konulara ilişkin bir düzenleme olmamasını rağmen hakim tarafından bu durum gözetilmeksizin boşanma kararı verilmesi halinde, eşlerin daha sonradan mali konulara ilişkin talepte bulunması mümkün olmalıdır. Eşler arasında yapılan anlaşmada mali sonuçlara ilişkin bir düzenleme yoksa bu tarafların mali sonuçlara ilişkin talepte bulunmaktan vazgeçtikleri anlamına gelmemektedir.

Anlaşmalı boşanmaya ilişkin kararda ve hâkimin onayından geçen eşlerin anlaşarak yaptığı düzenlemenin, karar sonucunda açık ve icra edilebilir bir şekilde, boşanan eşlerin hak ve yükümlülüklerini hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde gösterir bir biçimde ve yine herhangi bir şarta bağlı olmaksızın yer alması gereklidir.

Dipnot: Anlaşmalı olarak boşanma davası ikame edilmiş olsa da anlaşmalı boşanmaya ilişkin gerekçeli karar kesinleşmeden henüz boşanma sağlanmış olmaz. Dolayısıyla işbu süre zarfında eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğü devam etmektedir.

Bir eşin anlaşmalı boşanma davası kesinleşmeden sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı diğer tarafça tespit edilirse söz konusu karar kesinleşmeden istinaf edilip anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüştürülebilir. Fakat bu durum istinaf eden eşi de çekişmeli boşanma davasının görüleceği süre boyunca sadakat yükümlülüğüne tabi hale getirecektir. Bu sebeple anlaşmalı boşanma davasının kesinleştirilip daha sonra sadakat yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle ayrı bir tazminat davasının açılması çok daha doğru bir karar olacaktır. Böylelikle yıllar süren bir sadakat yükümlülüğü altına girilmeyeceği gibi tazminat ilişkin haklar da ileri sürülebilecektir.

Yorumlar

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.