TASARRUFUN İPTALİ DAVASI
Tasarrufun İptali Davası nedir?
Tasarrufun İptali Davası icra veya iflas takibinden önce veya takip sırasında borçlunun alacaklının haklarını ihlal edecek şekilde yaptığı tasarruf işlemlerinin iptali için başvurulan yoldur.
Tasarrufun İptali Davası İcra İflas Kanunu’nun 277. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu davanın amacı; alacaklının korunmasıdır. Borçlu icra veya iflas takibinden önce veya takip sırasında tasarrufta bulunabilir. Malvarlığını alacaklının zarar görmemesi şartıyla bir başkasına devredebilir ya da satabilir. İcra ve iflas takibinden önce yapılan işlemler herhangi bir sorun teşkil etmemekte olup tasarrufun iptaline sebebiyet vermemektedir.
YARGITAY 17. HD. 25.11.2014. T. 12308/16812K.
….Takip konusu borçtan önce yapılmış olan tasarrufa ilişkin davanın dava koşulu yokluğundan reddi gerektiğinden BOZULMASINA…
Alacaklı icra ve iflas takibi başlattıktan sonra şayet borçlu mallarını 3. kişiye devreder veyahut satarsa bu işlemden alacaklı zarar görürse tasarrufun iptali davası açabilir. Eğer dava kazanılırsa satış durumunda borçlunun malvarlığının tamamı değil alacaklının alacağı kadarı alacaklıya verilir ve davadan artan miktar ise üçüncü kişiye verilir. Ancak burada önemli olan alacaklının zarara uğramasıdır. Yani eğer borçlunun devrettiği veyahut sattığı mal dışında alacaklının alacağını karşılayacak malvarlığı bulunuyorsa bu takdirde alacaklı tasarrufun iptali davasını açamaz. Açsa da sonuç doğurmaz.
Nispi bir davadır. Herkese karşı ileri sürülmez. Şahsi bir dava olma özelliği taşır. İptal davası ile maddi hukuka ilişkin yeni bir sonuç doğmamakta sadece üçüncü kişiye takibe katlanma zorunluluğu yüklenir.
MUVAZAA İLE TASARRUFUN İPTALİ FARKI
Muvazaa ile karıştırılmamalıdır. Muvazaada davanın geçersizliğinin tespiti yeterliyken tasarrufun iptali davasında alacağı alma imkânı da mevcuttur. Muvazaadaki yaptırım yapılan işlemin mutlak butlanla geçersiz olması iken tasarrufun iptali davasında alacaklının menfaatini ihlal ettiği ölçüde geçersizdir.
Bu davada alacaklı ve borçlunun ilişkisinden ziyade borçlu ve üçüncü kişilerin arasındaki ilişki önemlidir.
TASARRUFUN İPTALİ DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME
Davalı sıfatı ile hem borçlu hem de lehine tasarruf yapılan 3. kişi yer almaktadır. Bunların ortak yerleşim yeri varsa yetkili mahkeme orasıdır. Şayet ortak yerleşim yeri yoksa bu takdirde borçlu veya lehine tasarruf yapılan 3. kişinin yerleşim yerlerinden birinde dava açılabilir. Görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesidir.
DAVA AÇMA SÜRESİ/HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
Tasarrufun iptali davasında hak düşürücü süre 5 yıldır. İİK madde 280 uyarınca bu süre ise alacaklının bu tasarrufu öğrendiği veya öğrenmesi beklenen zaman diliminden itibaren başlayacaktır.
YARGITAY 17. HD. 25.11.2014. T. 12308/16812K.
…Beş yıllık hakdüşürücü süre geçirilerek açılan davanın 6183 S.K. mad. 26 gereğince hakdüşürücü süre yönünden reddi gerektiği...
DAVANIN TARAFLARI
Hacizle açılan tasarrufun iptali davası ancak geçici veya kesin aciz belgesi olan alacaklı tarafından açılabilir. (m.277,1) Burada önemli olan husus geçici aciz belgesini kesin bir aciz belgesine dönüştürmektir. Bu durum özel bir dava şartıdır ve şartlar gerçekleşmeden iptal kararı verilemez. Bu belgesiz yapılan işlemler usulden reddedilir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi-K.2021/2097
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.
İflas halinde açılan tasarrufun iptali davasında, borçlu hakkında iflasın açılmasına karar verilmişse, tasarrufun iptali davası sadece iflas dairesi tarafından açılabilir. (m.277, 2)
Hacizde açılan iptal davalarında ise davalı, borçlu ve borçlu ile birlikte işlem yapan üçüncü kişidir.
SONUÇ
Tasarrufun iptali davası alacaklı tarafından icra veya iflas takibi yapıldıktan sonra borçlunun mallarını üçüncü kişiye devretmesi veyahut satmasıdır. Davanın kabul edilmesi için alacaklının alacağının gerçek olması, tasarrufu öğrendikten sonra 5 yıl içinde bu davanın açılması ve borçlunun elinde geçici/kesin aciz belgesi bulunması gerekmektedir. Burada alacaklı davaya taraf olarak hem borçluyu hem de lehine tasarrufta bulunulan kişiyi göstermelidir. Bu dava alacaklı lehine sonuçlandığı takdirde tasarrufta bulunulan malın satışı gerçekleştirilerek alacaklının borcu ödenir. Kalan bir kısım olur ise bu kalan kısımda lehine tasarrufta bulunulan 3. kişiye verilir.
Stj. Av. Melike Saçaklı
Bayramzade Hukuk Bürosu
Yorumlar